London Whisky Show 1. Gün
30 Eylül, London Whisky Show 1. Gün. Bu sene Cuma, Cumartesi ve Pazar şeklinde organize edildi fuar, Cuma günü kapılar 16:00’da açılıp 21:00’da kapanıyor. Biz tabii ki bir gün önceden 14:00 gibi kapıda buluşup erkenden sıraya girme planları yapmıştık. Malum, 2 yıl ara verince insan biraz hevesli oluyor.
London Whisky Show Öncesi Yapılacaklar
Saat 16:00’a kadar vaktimiz var, boş boş beklemek olmaz. Otelde güzel bir kahvaltı sonrası hemen kendimi Borough Market‘a attım. Burası hem alışveriş yapabileceğiniz hem de bir şeyler atıştırabileceğiniz çok güzel bir yer.
Ben ilk olarak alışveriş kısmına odaklandım ve tabii ki peynircileri gezmeye başladım. Benim gibi bir peynir delisi iseniz kendinizi kaybetmeniz çok olası şimdiden haber vermiş olayım ben.
O esnada satın almayacaktım tabii ki tam fuar öncesi ama olsun. Nerden neler alacağıma karar verdikten sonra farklı bir şey yapmaya karar verdim ve arkadaşlarımın yanına bira içmeye gittim. 🙂 Saatin 11:30 olması bence çok da önemli değil, vücudum hala Türkiye saatindeydi o esnada benim, 13:30 da bira içmek için çok uygun bir vakit. 🙂
Biralardan sonra biraz daha Londra’yı dolaşalım dedik ve tabii ki bizim mabedimiz olan The Whisky Exchange mağazasına uğradık. Gerçi fiyatlar maalesef biraz hayal kırıklığıydı. Genel olarak piyasanın çok üzerindeki etiketleri görmek biraz üzdü ama çok da şaşırtmadı. Brexit, Covid vs derken oluşan enflasyondan viski fiyatları da etkilendi doğal olarak. Ayrıca minik de bir not iliştireyim şuraya; birçok İskoç viskisini İngiltere yerine Almanya veya Hollanda’dan araştırırsanız daha uygun fiyatlara bulabileceğinizi görürsünüz. Bundaki yegane etken tabii ki viskiye uyguladıkları vergi oranları.
Whisky Exchange’den çıktıktan sonra baktık ki hala vakit var, e ne yapalım, biraz mı içsek? 🙂 Murat Çark‘ın önerisiyle The George Inn‘e gittik.
Burası tarihi bir yer. Ortada büyük bir bahçesi ve masaları olan, birden fazla pub’ın olduğu ve fiyatların diğer publara göre daha uygun olduğu bir yer. Biz çok keyif aldık burada otururken.
Burada geçirdiğimiz sürenin de sonuna geldiğimizde aklımızda iki şey vardı. Whisky Show için sıraya girmek ve sıraya girmeden önce sağlam bir şeyler yiyerek kendimizi tadacağımız viskilere hazırlamak. Biz de Borough Market’a geri döndük. Önce hızlıca (tabii bu tartışılır, önünde yaklaşık 15 dakika sıra beklediğimizi düşünecek olursak) Reuben sandviç ve biralarımızla (şaşırdınız mı?) karınlarımızı doyurduk.
Hemen ardından da kapıların açılmasını beklerken içeceğimiz viskilere aperatif ayarlamaya koyulduk. Deniz ürünleri ile de meşhur olan bir yer burası. Koca bir strafor kutu istiridye alıp fuar alanı Old Billingsgate‘e geçtik.
Whisky Show’a girmeden hemen önce viski içmek çok mantıklı bir hareket olmasa da çok keyifli bir hareket olduğu aşikar. 🙂 Sırada beklemeyi ekstra güzel kılıyor. 🙂