İskoçya gezimden döneli baya oldu ama araya işler, koşturmala, hatta salgın girince paylaşımlarım biraz aksadı. En son Glengoyne Damıtımevini anlattığım yazımı paylaşmıştım. Yazıma buradan, instagram paylaşımına da buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi sırada gezdiğim Auchentoshan Damıtımevi var.
Auchentoshan Damıtımevi Keşfi
Glengoyne’den sonraki durağım görmeyi çok istediğim bir tesis olan Auchentoshan damıtımeviydi. Burada Auchentoshan Experience diye bir tur aldım. Tur 2.30’da başlayacaktı ama ben yarım saat öncesinde orada oldum. Görevliye yine Glengoyne’de olduğu gibi arabayla geldiğimi ve driver’s dram(şöför kiti) alıp alamayacağımı sorum. Burada da driver’s dram yapılıyormuş. Hatta damıtımevini gezerken tadım yapılacağı zaman görevli en azından koklayabileyim diye viskileri önce bardağa koydu ardından yanımda götüreceğim küçük şişelere doldurdu. Bu uygulamayı çok beğendim, gerçekten şık ve düşünceli bir hareketti.
1. Auchentoshan Experience Tur ile Glengoyne Gold Medal Parade Turun Karşılaştırması
Bu arada Auchentoshan Experience turu alan tek kişi benmişim, şansım yaver gitti diyebilirim. Turun fiyatı 35 £ idi. Ayrıca rehberim Brian de oldukça bilgili ve hoş biriydi, benimle çok ilgilendi. Tabi bunda kesinlikle turun kişiye özel tur gibi olmuş olması da etkili bir faktör oldu. Rehberimle birlikte tüm damıtımevini en başından en sonuna kadar adım adım gezdik. İlk olarak arpaların içlerindeki su ve şeker çıksın diye su konulduğu mayşe tankının olduğu bölüme gittik ve mayşe tankının içerisini inceledik. Glengoyne Gold Medal Parade ile karşılaştırma yapacak olursam Auchentoshan’ın turunu çok daha fazla beğendiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Glengoyne’de olduğu gibi Auchentoshan’da da güvenlik önlemleri sıkıydı. Fakat burada havadaki alkol oranı gibi kimyasalları ölçen sensörler var. Eğer sensör ötmüyorsa fotoğraf çekmeye izin veriyorlar. Benim turum esnasında sensör ötmedi ve ben de gördüğüm her şeyi fotoğrafladım ve videolar çektim.
2. Auchentoshan’ın Oregon Pine Washbackleri
Mayşe tankından sonra washback dediğimiz fermantasyon tankına gittik. Washbackler douglas çamı diye de geçen Oregon pine’den yapılmış. Bunun nedeni ise bu çamın viskiye ayrı bir lezzet kattığını düşünmeleri. Hatta Bowmore damıtımevi bir dönem Oregon pine’ı kullanmayı bırakarak paslanmaz çeliğe geçmiş ama viskilerin tadını çelikten dolayı oldukça kötü bir hal almasıyla tekrar Oregon pine’a dönmüş.
Auchentoshan’da 4 farklı fermantasyon tankı var ve hepsi 38.000 litre kapasiteli. Bunun da nedeni mayşe tankının 33.000 litre kapasiteli olması. Mayşe tankından elde edilen wort yani şekerli suyun washbacklere sığması ve fermantasyon başladığında karbondioksit çıkışından dolayı oluşacak köpüğün taşmaması için iki tank arasında 5000 litrelik fark var.
Benim turum esnasında bir tank yeni konulmuş, diğeri bitmek üzere ve bir diğeri de tamamen coşma anındaydı. Bu üçüncü tanktaki gaz ve köpüklerin çıkmalarını yakından izlemek çok hoşuma gitti. Hatta videosunu da çektim.
Bu arada Auchentoshan’ın üretim kapasitesi yıllık 1.7 milyon litre ve üretim hattında çalışan 6 kişi var. Bu da açıkçası sistematik bir şekilde çalıştıklarını gösteriyor.
3. Auchentoshan’ın Farkı: 3 Kez Damıtma
Ardından imbiklerin olduğu bölüme geçtik. İskoçya’daki çoğu damıtımevi 2 kez damıtma işlemi uygularken onlardan farklı olarak Auchentoshan 3 kez damıtma yapıyor. Bir de eskiden 3 kez damıtma işlemi uygulayan ancak şu an kapalı olan Roseback damıtımevi var ve bu damıtımevi de seneye tekrar açılacak. Açıldığında büyük ihtimalle eskiden olduğu gibi 3 kez damıtmaya devam edeceği tahmin ediliyor. O zaman haliyle İskoçya’da tüm viskilerini 3 kez damıtma yapan iki damıtımevi olacak. Bunun da haberini buradan vermiş olayım.
İki kez damıtma yapanların imbikleri Wash Still ve Spirit Still olarak adlandırılıyor. Wash Still, birinci Damıtmanın yapıldığı Spirit Still ise ikinci damıtmanın yapıldığı imbikler. Burada bunlara ek olarak bir de ara damıtmanın yapıldığı Intermediate Still diye bir imbik var.
4. Auchentoshan’ın Deposu ve Yıllandırma Tarzları
İmbiklerden sonra damıtımevinin deposunun olduğu kısma geçtik. Burada 22 yıllık Olorosso Sherry fıçısında bekleyen bir viskiyi çektik. Fıçı sertliğinde olan bu viskiye bayıldım. Ayrıca bir de Boerdaux fıçı şarabı vardı ve o da 9 yıllıktı. Tatmak veya yanıma götürmek için bu iki şişeden birini tercih etmem gerekiyordu. Ben 22 yıllığı tercih ettim ama rehberim bana jest yaptı ve diğerini de hediye etti.
Depoda fıçıları üste üste 3 sıra olacak şekilde dizmişler. Normalde 7 sıraya kadar çıkabiliyorlar ama bu şekilde dizince en üsteki fıçının sıcaklığı ile alttaki fıçının sıcaklığı farklı oluyor. Dolayısıyla fıçıların hepsi aynı sürede olgunlaşsın diye düzenli olarak hepsini alt üst yapmaları ve yerlerini değiştirmeleri gerekiyor. 3 tanesini üst üste koyduklarında ise alt üst yapma zahmetine girmelerine gerek kalmıyor.
Viskileri 200 litre hacmindeki bourbon casklerde yıllandırıyorlar. İskoçya’da ise hogshead denilen 250 litrelik fıçılar var. Ayrıca Amerika’da kanunen bourbon fıçıların bir kez kullanması zorunluyken İskoçya’da da tam tersi olarak genellikle sıfır bourbon fıçı kullanılmıyor. Bu nedenle Amerika, bir kez kullandığı fıçılarını İskoçya’ya satıyor. Eskiden Auchentoshan satın aldığı fıçıları daha kolay taşıyabilmek adına stave denilen parçalara ayırıp getiriyormuş ve sonradan cooper denilen fıçı ustaları gelip parçaları birleştirerek fıçı yapıyorlarmış. Her bir fıçıda 32 tane stave bulunuyor.
Burada rehberim birleştirilen stavelerin bazen aynı fıçıya ait olmayabildiğinden ve bu durumun da viskinin tadının değişmesine neden olduğundan bahsetti. Bu nedenle bu tat değişiminin önüne geçmek için bir zaman sonra bourbon caskler olduğu gibi yani parçalanmadan getirilmeye başlanılmış. Parçalanmadan getirilen fıçılar taşıma maliyetini artırsa bir süre sonra kara geçtiklerini fark etmişler. Bunun da nedeni Auchentoshan fıçı ustalarına yaptığı ödemenin taşıma maliyetinden fazla oluşuymuş.
İskoçya’da bir fıçının kaç kere kullanılacağı üzerine bir kanun yok ama Auchentoshan prensip olarak bir fıçıyı sadece 3 kez kullanıyor. Damıtımevinde bir fıçının kaçıncı kez kullanıldığı gösteren etiketler var. Beyaz etiket ilk kullanımı, sarı etiket ikinci ve turuncu etiket ise üçüncü kez kullanımı gösteriyor. Üçüncü kullanımdan sonra fıçılar ya başka bir yere satılıyor ya da onlardan hediyelik eşya yapılıyor.
5. Glasgow’daki Otelim
Damıtımevi gezim bittikten sonra kiralık arabamı teslim edip otele giriş yaptım. Glasgow’da Hotel ibis Styles Glasgow Centre West’de kaldım. Hipster tarzı epey genç işi bir otel, çok beğendim. Fiyat-performans ve lokasyon olarak çok iyi bir yerdi. Hemen hemen her yere yürüyerek gidebildim. Otelde biraz dinlendikten sonra The Pot Still viski barına gittim. Barın 700’den fazla viski çeşidi var. Burada bir Highland viskisi olan Glenallachie’in 11 yıllık cask strength ile 12 ve 18 yıllıklarını denedim. 11 Years Old cask strength kesinlikle mükemmeldi. Bunlar arasında bir sıralama yapacak olursam birinci 11 cask strength, ikinci 18 Years Old ve üçüncü de 12 Years Old diyebilirim.